27 Nisan 2009 Pazartesi

İlk Gün Vol:2

İlk gün ne pis bişeymiş ya. Uzun zamandır hissetmiyodum bu iğrenç hissi. Yıllar önce Finansbank'ta staj yaparken ilk gün nerde durcağımı kimle konuşacağımı bilememiştim. Petrol Ofisinde de staj yapmıştım ve ilk gün bi koltukta mal mal oturup duvara bakmıştım. Daha sonra girdiğim şirket kurumsal olmadığı için daha kolay olmuştu ilk gün benim için. Ancak bu sefer ciddi zorlandım. Önce çalışacağım departmana götürdüler. Sonra masamı gösterdiler. İlk onbeş dakika böyle çok önemli bişey yapıomuş gibi masamı toparladım. Toparladım dediğim yanımda getirdiğim bi klasörü doldurup doldurup boşaltıyodum. Yanımda getirdiğim tabi önceden 150 defa kontrol ettiğim belgeleri tekrar kontrol edioydum, meşgul gözükmek için. En sonunda pes ettim ve ya benim yardımcı olabileceğim bi iş var mı demek zorunda kaldım. Tabi işi başından aşkın diğer büro ahalisi güldü bu lafa biraz. Şirket kataloğu gibi bişii verdiler. Öyle baktım saatlerce kataloğa mal mal. Ürünleri tanıdım not aldım. Bunu tabi yavaş yavaş 3 saate yaydım. Daha şifrem falan da olmadığı için bilgisayarı da açamıodum. En azından onu karıştırır meşgul gözükürdüm.

Beni işe alan müdür çağırdı sonra. İşte gerçek iş yaşamını orda tanıdım biraz. Daha önce kurumsal olmayan şirketimsi gibi yerde çalışırken patronun da fransız olmasının ve benden 1 yaş büyük olmasının avantajıyla ööle çok kaale almıodum patronmuş falan. heee ewet haklısın tu as raison d'accord d'accord diyip geçiodum. Zaten kaale almadığım için pek de anlaşamamıştık kendisiyle. Staj yaparken falan da kimseyi takmazdım zaten. Para mı verionuz la zaten diip dolanırdım ortada. Ama bu sefer karşımda bayaa bildiğin müdür oturuoydu. Yöneticilik çok farklı bişey. Gerçekten. Adam konuşurken seni ezebiliyo. Patronla konuşma stresi neymiş anladım şimdi. Adam ilk günün hayırlı olsun tebrik ederim falan dedi. Teşekkür ederim dedim ama sesim bit ossuruğu gibi çıkıyodu. Uyarılarını yapıp yolladı sonra. Ne stresmiş kardeşim valla.

Bi de en sevmediğim şey. Neyin nerde olduğunu bilmemek. Yazıcıdan bişey çıkarıcam, yazıcı nerde bilmiom, tuvalet nerde bilmiyom. Ortalıkta da bi dolanayım etrafı gezeyim diyemiom.. Yemek ne zaman yiycem, ne yiycem bilmiom. Herşeyi sormak zorundayım. Ne pis bi durum ya.

Neyse ilk gün fazla rezil olmadan sakince atlattık. Artık bi işim var. Umarım bundan sonrası daha iyi olur.

Uzun zamandır blogda müzikle ilgili hiçbişey yazamıyom. Zaten bu aralar nostalji serilerine bağladım. Asafated, Ethereal Travel, Nekropsi dönüp duruo Winamp'ta. Aslında yeni bissürü albüm duruyo. Bişeyler yazmak istiyom ama kafamda toparlayamıyom. Günlük kıvamına gelio yavaştan blog...

26 Nisan 2009 Pazar

İlk Gün

Yarın yeni işimdeki ilk günüm. Daha önce Fransız bi şirketimside çalışmıştım. Hayatımın en karanlık dönemiydi heralde o 4 aylık periyot. Kriz mriz demeden işten ayrılmıştım. Aradan geçen 3 aylık süre sonrasında yeni bir iş buldum. Daha önce çalıştığım yere başlarken içimde hiç bir heyecan heves yoktu. İstemediğim, daha girerken ne zaman ayrılırım lan ben burdan dediğim yerde fazla da verimli olmam imkansızdı. Bugün ise nedense böyle yeni okula başlayacak çocuklar gibiyim. Yeni bir takım aldım. Böyle ilkokula yeni başlıycak çocuklar gibi hissediyom kendimi. Staj yaptığım yerlerdeki ilk günleri hatırlıyorum. Elimi kolumu koyacak yer bulamıyodum. Umarım öyle geçmez bu sefer.

23 Nisan 2009 Perşembe

Rock Me vs. Headbanger's Ball

Çarşamba geceleri hem MTV Türkiye hem de Dream TV Metal programı yapıyor. Hem de aynı saatte. Bu nasıl bir rekabettir. Açıkçası Ben Genelde Dream TV'deki Rock Me'yi seyrediyodum. Dream TV'dekiler Türk dinleyici profilini daha iyi tanıdıklarından neler dinlediklerini bilip ona göre program yapıyolar. Genelde Avrupalı Doom, Death ve Black Gruplarıyla başlayıp Iron Maiden, Metallica ve Judas Priest'la da programı kapıyolar. Son bi kaç haftanın kesin formulü bu. Bi de altyazıyla bi sonraki grubu da söyleyip sizi ekrana hapsediyolar. MTV'deki Headbanger's Ball ise daha çok Amerikalı dinleyiciye hazırlanmış gibiydi. Birbirinden alakasız tanınmamış Noise,Emo ve Metal core gruplarını sıralıyolardu. Böylece bize kanalı değiştirmek kalıyordu. Ama son zamanlarda bakıyorum Headbanger's Ball artık iyice Rock Me çizgisine çekmiş kendini. Hele dün gece Dream'da çıkan parça 3 dakka gecikmeli Headbanger'daydı. Ne diyim güldüm biraz. Dönüşümlü izledim. Sonra sıkıldım Abbas Güçlü'yü açtım.

Ethereal Travel - Mad Cartridge


Teee yıllar önce İzmir'de Stüdyo Ümit'te görüp aldığım bi albümdü. Lise 2'miydim 3'müydüm hatırlamıom ama walkmanimden aylarca çıkmamıştı ilk ve tek albümleri Mad Cartridge. Geçen blogların birinde gördüm albümü.. Direk indirdim. Bana şu 27 yaşımda ne kadar yaşlanmışım lan dedirtti. Çağının ötesinde bi albümdü. Hem de albümü kaydettiklerinde daha lisedeymişler. Vokalisti (Gizem Berk) solo albüm de yapmış ama bulamadım.

14 Nisan 2009 Salı

Virüs

Bir virüs programı gibiyim. Ama sistemi çökertecek, format attırtacak gibi güçlü bir virüs programı değil. Sistemin içinde yuvalandım. Gerekli gereksiz kopyaladım kendimi etrafa. Ama hiç bir şeye zarar veremiyorum. Sistem benle de çalışıyor bensiz de. Anti virüs programı olan hayat beni karantinaya almış. Beni silemiyor. Ama hiç bir işlemime de izin vermiyor. Format atılmasını bekliyorum. Herkese her yere... Başka hiç bir işe yaramıyorum. Zararsız bir zararlı...

6 Nisan 2009 Pazartesi

Opeth Varşova Konseri Playlisti

İstanbul konserine günler kaldı. 21 Mart'taki Varşova konseri playlistiyse şöyleymiş:

1. Heir Apparent
2. Ghost Of Perdition
3. Godhead's Lament (!!!!!!!!!!!!!)
4. The Leper Affinity
5. Credence
6. Hessian Peel
7. Closure
8. The Night And The Silent Water (!!!!!!!!!!!!!!)
9. The Lotus Eater
10. The Drapery Falls
11. Deliverance (!!!!!!!!!!!!)

Oha diim ne diim başka...

3 Nisan 2009 Cuma

Konser Zamanı



İki tane konser aynı hafta sonu. Ve yine Nisan ayı içinde Hail konseri de var. Zaten kriz zamanı, ekonomik açıdan çöküşüm olacak Nisan ayı...



Jeff Martin konseri 17 Nisan'da Yeni Melek'te, Opeth 19 Nisan'da Maçka Küçükçiftlik Park'ta...

2 Nisan 2009 Perşembe

Hail!


Dünyanın en piskopat cover grubu Hail! 27 Nisan'da (Last.fm'e göre) Türkiye'de.

Grubun Kadrosu:

Vokal: Tim "Ripper" Owens (ex- JUDAS PRIEST, ex- ICED EARTH, YNGWIE J. MALMSTEEN)

Basgitar: David Ellefson (ex- MEGADETH)

Gitar: Andreas Kisser (SEPULTURA)

Davul: Jimmy De Grasso (ex- MEGADETH, ex- SUICIDAL TENDENCIES)


Playlist'leri:

* Ace of Spades (MOTÖRHEAD)

* Territory (SEPULTURA)

* Symphony of Destruction (MEGADETH)

* Grinder (JUDAS PRIEST)

* Fucking Hostile (PANTERA)

* Walk (PANTERA)

* Balls To The Walls (ACCEPT)

* Neon Knights (BLACK SABBATH)

* Wrathchild (IRON MAIDEN)

* The Green Manalishi (JUDAS PRIEST)

* Metal Gods (JUDAS PRIEST)

* Peace Sells / Paranoid / Peace Sells (MEGADETH - BLACK SABBATH medley)

* Refuse/Resist (SEPULTURA)

* Whiplash (METALLICA)


Şaka gibi ya...Umarım son dakkada aksilik çıkmaz. Biletix'te bile gözüküyo ama benim hala inanasım yok.

Caduceus Cellars



Tool vokalisti üstün insan Maynard James Keenan'ın kendi bağında ürettiği şaraplar... Caduceus. İstanbul konserinde devirdiği 4 şişe şarap da bunlardanmış. 25'le 100 dolar arasında fiyatları değişiyormuş. Hatta geçen ay bi alışveriş merkezinde şaraplarını imzalamış.