15 Ekim 2009 Perşembe

Vefasız

Bu iki etti.

Öncesinde çalıştığım iğrenç tekstil işi, ardından işsiz kaldığım dönemde kimseyle görüşmek istememiştim. Mutlu insanlara ya da saçma sapan şeylere üzülüp elindekinin değerini anlamayan mutsuz insanlara tahamülüm yoktu. Benim derdim bana yetiyodu. İşsiz kalmıştım, Yalnız kalmıştım. Hayatımda iyi şeyler olabileceğine dair hiç bir umut yoktu. Ve bu dönemde kimseyi çekemiyodum.

Birinci olarak uzun zamandır tanıdığım kendisine abla dediğim insanı hayatımdan silmeye karar werdim. O ve erkek arkadaşının problemleri beni hiç ilgilendirmiyodu. Konuştuğu anlattığı şeyler bana saçma sapan geliyodu. Önce kendisini ufak ufak ekmeye telefonlarına cevap vermemeye başladım. Sonra aramaktan da vazgeçti. Ondan sonra da koptu. Ardından gelen mail: Ben sana ne yanlış yaptım. Neden benimle konuşmuyosun? Ne yalancı ne satıcı bi insanmışsın...Maili okuyunca acaip güldüm. Hiç bişey demeden iletişimi kesmiştim. Acaip sinir olmuştu. Neden onunla konuşmadığımı anlamamıştı. Maile gönül alan bi cevap verdim. Kendi problemlerim var falan dedim. Yazdım yani, diyemedim ki benim derdim bana yeter, bi de seni mi çekecem.

Bugün ikincisi oldu. Yine çok uzun zamandır arkadaş olduğum hayattan pek bi memnuniyetsiz arkadaşım vardı. Ben işsiz kalmışken o master'a başlamıştı. Ama sürekli hayattan bi şikayet bi serzeniş.. Dayanamadım ufak ufak onla da bağlantımı kestim. Bugün ondan da bi mail geldi. Ben naaptım sana nolluo niye konuşmuon bi senedir aramadın bile dio. Ona aslında açıkça söyledim biraz sıkıntılı olduğumu. İnsanları kaldıramadığımı.

Galiba tüm iletişimimi kestiğim insanlar böyle yavaş yavaş ulaşacak bana. Benden boktan sebeplerle gönüllerini alacam tekrar. Ama bana ulaştıkları ana dek onları içimden aramak falan gelmio. Hatta ve hatta varlıkları aklıma bile gelmio.

Bendeki bu ultra vefasız tavrı nerden edindim bilmiyorum. Bir zamanlar bi arkadaşım abi sen ileri doğru bir adım attın mı geriye asla dönüp bakmıyosun geçmişteki herşeyi siliosun demişti. Tamamiyle doğru. Ne lise arkadaşlarımı ne üniversite arkadaşlarımı ne askerlik arkadaşlarımı asla geri dönüp aramadım sormadım. Aklıma bile geldi diyemem. bu durumdan memnun muyum bilmiyorum. Şimdi çevremde fena anlaşmadığım insanlar var ve düşününce eğer ki birgün bir şekilde başka biyere gidersem bu insanlarla da asla konuşmuyacam.

Bu huyum iyi mi kötü mü bilmiyorum. Yok iyi değil orası kesin... Ama geri dönüp asla bakamıyorum. Belki de insanın kendine has doğal bi savunma mekanizması. hep kötü şeyleri hatırlıyorum. Ve kendime zarar gelmesin diye korumaya alıp o insanlardan kaçıyorum.

Ama bu insanlarla bir şekilde tekrar yüzleşmek zorunda kalacağımı unutuyorum her seferinde. Hayat bişekilde tekara karşıma çıkartıo. ben tamamıyle gözden kaybolmak istiyorum. Hatırlanmak veya hatırlamak istemiyorum. Ama olmuo. Bu da hayatın kendi adiliği sanırım.

11 Ekim 2009 Pazar

Aklıma gelmio başlık şimdi...

  • Hayatımda fazla yenilik oldu bu aralar galiba kaldırmadım.
  • Bırak kendi hayatımı etrafımdaki insanların hayatlarındaki yenilikleri bile kaldıramıyom.
  • Evde badana bitti. Artık yepyeni bir evim var sanki. Bir de perdem var ya. Çarşaf asıyodum yıllarca perde görevi görsün diye. Artık bildiğin düz perdem var. Baktıkça şaşırıyorum.
  • Araba hala parkta duruyo. Tam salağım ya. Şöyle sürerken yanımda durcak birisini bulamadım bi haftalığına ki alışayım arabaya. Bilmiyom bi çözüm bulacam. Yatıyo resmen araba otoparkta boşyere.
  • Megadeth Endgame dinliyom. Kritik yapacam da daha özümseyemedim ama süper olmuş. Tekrar Hoşgeldin Dave baba. Sen hiç gitmemiştin ki zaten.
  • İşyerinde garip hissediyom. Biraz sıkıldım sanki yaptığım işten. Moralimi bozacak bikaç şey de oldu. Bu kadar kolay motivasyonumu kaybedeceğemi sanmıyodum.
  • Dune Çocuklarını bitirdim en sonunda. Serinin 3. Kitabı da bitti. Kaldı 4 kitap. Şu hanedanlar ve cihadlar serisini okuyup okumayacağımı bilmiyom. Frank Herbert yazmadı zaten onları. Bilmiyom. Kabalcı 4. kitabı da çevirsin bakarız.
  • Dune gezegeninden çıktım sonunda daha farklı şeyler okuyasım var. Nick Cave'in Bunny Munro'nun ölümünü aldım. Ona başlayacam akşam.
  • Kasım ayında deli gibi konser var. Eskiyle Yeni Blogunda okudum. Biletixe saldırdım sonra. God is an Astronaut'a kesin giderim. W.A.S.P.'ı bilmiom ama My Dying Bride'ı kaçırmayayım artık. Çoluk çocuk olcak ortada biliom ama napiim. W.A.S.P.'a da mı gitsem naapsam.

2 Ekim 2009 Cuma

with your halo slippin' down

but i'm more than just a little curious how you're plannin' to go about makin' your amends to the dead

Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bütün gün tekrar tekrar bu cümleyi söylüyorum. Boğazıma bişey takılıyor. Gözlerimi kapıyorum. Yutkunuyorum. Ve devam etmeye çalışıyorum yaşamaya...