31 Mart 2009 Salı

Cehennem Sıcaktır...

Senin değil içimdeki insanlığın öldüğüne üzüldüm. Cehennem sıcak olacak. Orada üşümeyeceksin...

Büyüme Rakamları


Ekonomi 2008'in son çeyreğinde %6.2 küçüldü TÜİK''in raporuna göre. Teğet diyenler, işini bilmeyen kapatıyor diyenler, kadınlar da iş arıyor ondan işsizlik yüksek diyenler bu krizi yönetmeye çalışıyor....%38.9 oy alıyorlar ve daha kötüsü biz de seviniyoz oyları düşüyo diye.

19 Mart 2009 Perşembe

Martin Mendez


Burden klibindeki hali...hadi olum uzat şu saçları artık...şebeğe benzion bu hainle..

16 Mart 2009 Pazartesi

MY DYING BRIDE - An Ode to Woe


Evet ben bu aralar MDB'ye pis taktım..Hadi hayırlısı. Aslında bu albümü gördüğümde aklıma 8 sene önce Fransa'da gezip tozarken bütünlemeye kaldığımı öğrendiğim gün geliyo. Hemen İstanbul'a dönüp bütünlemelere çalışmaya başlamam gerekiyodu. Ve ailemin de bunu öğrenmesini istemiyodum. Bana verdikleri parayla yeni bi uçak bileti aldım. Bu arada şu gençlik kamplarına gitmiştim Fransa'da. Oradan da ayrılıp Lyon'a gittim. Lyon'da bi otel odasında kalıyodum ve cebimde pek bi para kalmamıştı. Uçak bikaç gün sonra kalkacaktı. Ve benim İstanbula dönüp ders çalışmam gerekiyodu. Ne yapıcağımı bilmiyodum. Lyon'da dolaşırken bi müzik markete girmiştim böyle 3 katlı falan. Ve orada Voice of the Wretched albümünü görmüştüm. Ve hiç düşünmeden cebimde kalan son parayı bu albüme vermiştim. Hayatımda o kadar heyecanla dinlediğim başka albüm olmamıştı. Havaalanına gitçek param yoktu. Hatta İstanbul'a döndüğümde yiyip içecek param bile yoktu. Bütünlemeye kaldığımı bu yüzden İstanbul'a döndüğümü param kalmadığını falan aileme aileme söyleyemezdim. İşte böyle bi haleti ruhiye içinde Voice of the Wretched'i dinledim. Hala da yeşil kapağına baktığımda CD'nin çok mutlu olurum. Fransa'da son paramla aldığım benim için en büyük hatıra.

Voice of the Wretched kadar kaliteli bi konser kaydı değil An ode to woe. Hatta kötü çaldıklarını, Aaron'un çoğu yerde detone olduğuu bile söyleyebiliriz. Gitarın sesi iğrenç geliyo falan bissürü şey. Ayrıca daha kemancı hatun katılmamış gruba. Şu yeni basçı kız Lena mı ne işte o var. Zaten introduce ediim size dio Aaron paşa. Neyse ses kalitesi mükemmel olmasa da Playlist mükemmel. Hatta olabilecek en sayko playlisti hazırlamışlar. Ben zevkle dinledim. Şiddetle Öneririm.
  1. To Remain Tombless
  2. My Hope, The Destroyer(!!!!!!!!!!!!!)
  3. For You
  4. The Blue Lotus
  5. Like Gods Of The Sun
  6. Catherine Blake
  7. The Cry Of Mankind
  8. The Whore, The Cook & the Mother
  9. Thy Raven Wings
  10. The Snow In My Hand
  11. She Is The Dark (!!!!!!!!!!!!!)
  12. The Dreadful Hours
  13. The Forever People

Kıyıda Köşede...Vol II

Amerikalı Funeral Doom grubu Agalloch'un Ashes Againist the Grain albümünün en iyi şarkısı...Our fortress is burning...II - Bloodbirds...Ağır Depresyon....Bu da Last Fm'deki preview'ı..

MY DYING BRIDE - For Lies I Sire (2009)



Lise 3'ten beri hayatımın önemli bir kısmını işgal edio My Dying Bride. Bunca senedir vazgeçemediğim ve vazgeçeceğimi de sanmadığım gruplardan birisi. Hayatımda yaşadığım en boktan durumların fon müziğinde hep bu adamlar vardı. Üniversiteye hazırlık, Üniversite,yalnızlık,bütünlemeler, sevgilinin terketmesi...Bütün bu boktan dönemleri hep MDB dinleyerek atlatmışım. Ya da atlatamamış daha da berbat etmiş olabilirim orasını bilemicem. Sonuç olarak benim için çok özel yeri olan gruplardan birisi.

Dediğim gibi hayatımın en boktan durumlarında hep fon müziği olan MDB ben tam işten çıkmış işsiz işsiz ne yapacağımı düşünüp kafayı yerken karşıma çıktı yine. Her zamanki gibi mükemmel zamanlamasıyla. Ama kızamadım. Çünkü albüm harika.

Bana göre Dreadful Hours MDB'nin pik yaptığı noktaydı. Songs of darkness, A Line of Deathless Kings çok kötü albümler olmasa da MDB'inin yavaştan inişe geçtiğini gösteriyodu. For Lies I Sire tekrar bi diriliş albümü olmuş. bi Dreadful Hours diil tabi ama yine de güzel bi albüm.

Albümde sanırım herkesi en gaza getircek şey kemanın geri dönmesi..My Body A funeral mükemmel bi açılış bi parçası.Zaten ilk saniyelerden itibaren Aaron bu albümde döktürcem demiş.. Fall with me, Bring me Victory gibi %34bilmemkaç albümünden kopup gelmiş farklı parçalar da var albümde. Ama tabi hitler Echoes from a Hollow Soul, SHADOW HAUNT ve Santaurio di Sangue. Üst üste patlatmış yine hitleri abiler. (Hele Shadow Haunt ööle bi şarkı ki kafayı yedirio adama. bi bi milyon kere daha dinlerim o şarkıyı.) A Chapter in Loathing'te de eski death metal günlerine bi gönderme yaptıktan sonra Death Triumphant'la bitiriolar albümü. Sound olarak ben The light at the end of the world'e benzettim biraz. Ağır melodiler, inişli çıkışlı riffler, clean vokal ağırlıklı güzel bi klasik MDB albümü olmuş. Ama MDB'yi diğer Doom metal gruplarından ayıran en büyük özellik tabi ki Aaron'un olağanüstü vokali. Doom Metal gruplarında her zaman yapmacık bir hüzün,melankoli dalgası vardır. "Çok acı çekioz hacı o yüzden müziğe yansıttık işte valla bak, karılar nerde lan bu arada" der gibi...Ama MDB'de bu yok. Aaron o kadar içten o kadar hastalıklı şekilde söylüyo ki kesin bi derdi var bu herifin diosunuz. O yüzden bana her zaman gerçekten melankoliyi hissetirmiştir MDB.(Ama Bring me Victory'deki değişik vokal denemesine sinir oldum biraz.)

Kemanın gelmesi MDB'yi son albümlerdeki karanlık havasından (özellikle songs of darkness, hayvan karanlık bi albümdü Funeral doom yapmıştı resmen herifler) eski melankolik havasına geri döndürmüş. İyi de olmuş)) Şimdi işsiz işsiz kafayı yerken ben bu albümü sabah akşam tekrar tekrar dinlerim. Eyvallah Aaron...

13 Mart 2009 Cuma

Harry ve Sabri


O kadar sinir stres içindeki bi maçta bi anda kahkahalara boğuldum. Mahalle maçlarında kardeşini koruyan abi gibi gelio Harry Kewell..Lan küçücük çocuk nası düşürsün hayvan gibi herifi git işine der gibi...Büyüksün Harry Kewell.. Sabri de harbi çük kadar gözüküo fotorafta..

5 Mart 2009 Perşembe

My Dying Bride!!!


Doom'un babalarından 2009 albümü..For Lies I Sire...3 gündür deli gibi dinliom. Özümseyim iyice kritik yapacam. Şu an için diyebileceğim tek şey hayvan olmuş. Millet beğenmemiş ama ben beğendim. Keman var lan yine..

İşsiz Adam


Daha önce Kazık'ta işimle ilgili bişeyler yazmıştım. Artık o işim yok. Aslında hiç kanıksamadım bile bu durumu. İşi nasıl benimsememişsem hayatımda hiçbir boşluk olduğunu falan hissetmedim. Hani insan işinden ayrılınca bi boşluğa düşer, ya bu saatlerde işte olurdum falan der ya...Hiç öyle birşey olmadı. Staj yaptığım yerlerden ayrılınca daha üzülmüştüm. Bundaysa arkama bakmadan kaçtım resmen.

Krizin ortasında bi iş buldum ve krizin ortasında işi bıraktım. Tam bana göre...