9 Ekim 2008 Perşembe

Mükemmel Adam

Çok Mükemmel bi herifti...her yönüyle..çok sakindi, soğukkanlı..saygılıydı çevresine karşı..küçüklüğünden beri herkes tarafından sevilirdi...fazla konuşmaz ama yeri geldiğinde espriyi patlatır herkesi de güldürürdü..çevresindeki büyükler ne kadar ii eğitim almış annesi babası ne iyi büyütmüş ne saygılı ne efendi çocuk derlerdi...akranları ise ona hayrandı...pek çok arkadaşı wardı herkesle ii geçinen sevilen bi çocuktu..

Saçlarının modeli hep aynıydı...yana doğru tarardı saçlarını..sağdan sola doğru..yıllardır böyleydi...deiştirmeyi de düşünmedi..gerek de yoktu çok temiz bi yüzü wardı...bu saçlar da ona yakışıyodu...esmerdi...kara gözleri wardı..boyu da hani ne ööle çok uzun ne de çok kısaydı..

hep güzel ve temiz giyinirdi mükemmel adam. bi gömlek ve bi pantolon...çok yakışırdı ne giyse..ama fazla uç şeyler giymezdi akranları gibi...hiç bol pantolonlar üzerinde metal grupların amblemleri olan tişörtler giymemişti..ama gerek de yoktu..gömlek ve kot..altına da bi spor ayakkabı..işte tarzı buydu...

çok zekiydi..ama sadece zekasıyla bazı şeylerin olmıycaını biliyordu..o yüzden hep günü gününe ders çalışır, derslerde not tutar (yazısı da güzeldi pezevengin), akşam da notlarını tekrar ederdi. sınavlardan önce herkesin yanına gelip soru sorduğu abi bu soru nasıl yapılcak yaa dediği tipti o..

ha bu kadar ot mu sandınız..hayır...çok da iyi top oynardı..sınıf takımındaydı..belki takımın kurucu has elemanı diildi..ama aranan topçuydu o...teknik, hızlı çalım atabilen..spora yatkındı işte..

önce anadolu lisesini sonra da ordan fen lisesini kazandı..ilk o zaman ailesinden ayrıldı..yatılı okula gitti..fen lisesinde etütlerde yanında oturulmak isteyen beraber ders çalışılmak istenen adam da oldu..çok sessiz ama yeri ve zamanı geldiğinde kafa olabilen...işte böyleydi fen lisesinde de...

oradan üniversite sınavına girdi...ailesini ve öğretmenlerini yanıltmadı..derece yapmıştı üniversite sınavında..istediği mühendislik fakültesine girmişti..

İstanbula gitti üniversite eğitimi için..ingilizcesi de harika olduğundan olsa gerek hazırlık da okumadan mühendislik birinci sınıftan başlamıştı... yurtta kalıyor ve oda arkadaşlarıyla çok iyi anlaşıyordu. pek çok burs da kazandığı için ailesine maddi olarak sıkıntı olmuyordu..çoğu üniversite öğrencisi gibi üniversiteye girdiinde sapıtıp içkiye sigaraya da başlamadı..sporcu da olduğundan sigaraya karşıydı.arkadaşlarıyla bi biradan fazlasını içmezdi..sewmezdi.

sonra mükemmel adam sinema kulübünde bir kızla tanıştı...hayat dolu cıvıl cıvıl bi kız..hemen birbirlerini sewdiler..işletmede okuyan hanımkızımız mükemmel adamdan kısa, renkli gözlü ve kumraldı. istanbulun güzide bi lisesinden mezun olmuştu. o da mükemmel adam gibi pek çok arkadaşı tarafından sewilirdi..takı takmayı sewmez makyaj yapmazdı...gerek de yoktu. yüzü o kadar güzeldi ki...

mükemmel adam ve mükemmel kız beraber istanbulda caz festivalinden film festivaline her türlü sosyal etkinliğe katıldılar..ama bu arada kesinlikle ve kesinlikle derslerinden eksik kalmadılar..çoğu kişi onları kütüphanede kitapların arasında kaybolmuş vaziyette ders çalışırken hatırlar.

artık beraberlikleri aileleri tarafından biliniyordu. aileler de tanışıp anlaşmışlardı..sonsene beraber ewe çıktılar..mükemmel adam o sene okulunu dereceyle bitirdi...aslında pek çok iş teklifi almasına rağmen askere gitmeyi tercih edip asteğmen olarak akdeniz şehrinde vatani görevini yaptı..

askerleri ve üsleri tarafından çok sevildi mükemmel adam..hatta pek çok zaman üstleri ona hadi git manitanı gör diye izin verdi..hafta sonları istanbula kaçıp hayatının aşkı mükemmel kızı gördü sık sık. bu arada mükemmel kız da bi reklam şirketine girmiş çalışıyordu. sevgilisini bekliyor ewlilik planları yapıyordu.

mükemmel adam askerden döndü. iş bulması zor olmadı. başvurduğu her yerden cevap aldı.ve aralarından en iyisini seçip işe başladı.

işe başladıktan bi sene sonra nişanlandı ikiil.bi sene sonra da ewlendi..anadolu lisesinden olsun,fen lisesinden olsun üniversiteden olsun pek çok arkadaşı katıldı düğüne..herkes hiç unutulmayacak bi düğün olarak anlattı o geceyi...ailesi onlara istanbulda güzel bi ew aldı..şirket de arabayı wermişti...daha noolsundu...

düğünden sonra etrafına bakındı mükemmel adam...işte...yapılması gereken her şeyi yapmıştı..iyi bi işi, sevdiği bi karısı ve arkadaşları wardı..kariyerinde önü açıktı...her şey olması gerktiği gibiydi...

ama düğününde birisi wardı...onu kutlamış..mutluluklar dilemiş...ve ortadan kayolmuş..eski bi arkadaşı..gözlerinde garip bi bakış vardı...kıskançlık mı, neret mi, küçümseme mi..anlayamadığı bi bakış..bi yandan onu yargılıyor, öte yandan ona özeniyor ama o yarım gülüşüyle aslında ne kadar küçümsediğini de belli ediordu..o gece o surat gözünün önünden gitmedi..uyku tutmadı...kimindi o yüz??? kimdi o???

Hiç yorum yok: