29 Haziran 2009 Pazartesi

Kumdan Heykeller

Tam kendine göre bi uğraş bulmuşsun.
Kumdan heykeller....
Çok güzeller....
Ama asla kalıcı olmayacaklar...
Senin istediğin gibi...
Zamanı geldiğinde kendiliğinden yıkılıp gidecekler...
Elinde bikaç fotoğrafı kalsa yeter...
Dokunan herkes zarar verecek, güzelliğini bozacaklar...
Ne yağmura ne rüzgara dayanamazken bunlar fırtınalara karşı nasıl ayakta kalacak ki????

27 Haziran 2009 Cumartesi

Amorphis - Skyforger (2009)


Aslında vokalist değişikliğine giden grupların hep sıçacağını düşünmüşümdür. Böyle düşünmeme sebep olan da Iron Maiden olması muhtemel. Vokaliste grup dar gelir, solo albümü patlatır( Bruce Dickinson - Chemical Wedding gibi), aşar gider, diğer grup yerinde sayar falan. Amorphis yedirdi tabi bu lafı bana. Pasi Koskinen kendisini Ajattara'ya adayıp kafayı yerken bu sefer Tomi Joutsen'le Amorphis aldı götürdü. Bu Tomi Joutsen'le 3. albümü Amorphis'in. Tabi klasik olarak eski tadı yeeeak yeaaaaa demiycem. Tamam benim için Tuonela ve Elegy süper albümlerdi ama 17-18 yaşlarındaydım onları dinlerken. Şimdi ise bana göre Kuzeyden geriye kalan 3 gruptan birisi. Hala sağlam bi soundla müzik yapabiliyolar.

Albüm tam bir Amorphis albümü. Kuzey mitolojisi temalı klasik olarak. Soğukta kaldıkları için bu elemanlar Ateş tanrılarına kafayı takmışlar:)) Bu albümde de yine ateş tanrısı muhabbetleri devam ediyor. Dengeli biçimde Brutal ve clean vokal kullanmışlar yine. Albümün en üzücü yanı kayıtlarda hata olması ve bu yüzden iki parça da ses gidiyo. Bendeki versiyonunda da Skyforger'ın ortasında ses gidiyo. Değiştirmişler Cd'ler toplanmış falan da bilmiom yazık olmuş. Albümün en oharrra parçası Skyforger. İşten geldiğimde bööle sesi kökleyip dinliom..Son gaz.

Tomi Joutsen'in sesineyse ben acaip alıştım artık. House of Sleep'de fena diil lan aslında sesi, Pasi'yi aratmaz diodum da şimdi kim sker lan Pasi'yi diom.( İnsanoğlu hain valla.) Adam bööle höykürüo insanın tüyleri diken diken oluo. Mutlaka edinin biyerden dinleyin. Folk kuzey melodileri, Kuzey tanrıları, Tomi'nin höykürüşü falan çok hoş oluyo. Şiddetle tavsiye ederim.

21 Haziran 2009 Pazar

Illumion - Hunting For Significance (2009)


Geçenlerde işteyken gelmeyen bi kargo için Hollanda'yı aradım. Aslında amacım açıp kardeşim niye yollamıonuz kargoyu, beklioz kaç gündür, işinizi ciddiye alın biraz lan diye çemkirmekti. Ama telefona çıkan Hollandalı kız o kadar tatlı konuştu ve o kadar tatlı bi sesi vardı ki...Siktiret kargoyu yaaa, canın sağolsun mealinde bişeyler diyebildim. Galiba bu milletin hatunlarının sesinde bişey var. İnsanı alıp götürüo. The Gathering'in Anneeke'i, Within Temptation'un ı Sharon'u, bi de adını bilmediim sittin tane Hollandalı Gothic Metal grubunun vokalistleri. Gerçekten harika sesli hatun vokalistler yetişio. Illumion da bunlardan bi tanesi. Albümü Bunaltı'da dolanırken gördüm. Sadece tarzına bakarak indirdim. Jaz etkileşimli Progresif Metal diyo. Tabi Progresif Metal biraz iddaalı kaçıo ama Progresif bişiiler var. Konservatuar mezunuymuş bütün elemanlar. Vokalistleri Esther Ladiges'in sesi olağanüstü. Bi de female vokal olgusunun sadece symphonic ve gothic metal'de kullanılmasından benim gibi bıktıysanız mutlaka dinleyin. Hunting for Significance ilk albümleri. Daha önce bi demoları varmış ama bilemiom nasıl bulurum ya da bulmak ister miyim..Şarkı sözleri aslında yaşlarına göre artist biraz. Bayaa bi edebiyat seviyo elemanlar: Oscar Wilde, Edgar Allan Poe, Virginia Woolf, Charles Dickens, William Blake, William Butler Yeats, Lord Byron, Shakespeare okuyoruz demişler. Şarkı sözlerinde bunlardan etkilendik demişler. Ben dinliom kesintisiz bigündür. Öneririm.

14 Haziran 2009 Pazar

10. Yıl

Dün İstanbul'la tanışmamın 10. yılıydı. 13 Haziran 1999 günü Metallica konseri için 17 yaşında velet sen kalk tek başına İstanbul'a gel. Aslında tek başıma sayılmaz tam olarak. İzmir'de Stüdyo Ümit sponsorluğunda aldılar bizi... 70 adam. Aralarında büyük ihtimal en küçük benim. Çünkü saç sakal kombinasyonu en düzgün olan benim. Bu da demek oluyo ki lise'ye giden bi ben varım. Hep bööle sakallı uzun saçlı metalci abiler falan. Heyecanlıyız tabe. Büyüycez iki yıl sonra onnar gibi olcaz biz de.. Bi bok olmadık ya neyse o da başka bi yazı konusu. Nerde kalmıştım..hah..Böyle bindik otobüslere İzmir'den falan. Abiler öküz gibi içio...Herkes heyecanlı falan.Derkene ben uyumuşum. Normal çocuğum daha büyüycem. Gözümü bi açtım. Ali Sami Yen stadı..Ordan bu Stüdyo Ümit'in sahibi abi dedi "Herkes konserden sonra Stadın önünde toplansın". Amına koim her yer stad her yer ön. E cep telefonu falan da yok o zamanlar. Böyle dağıldı herkes. Ayıptır söölemesi sik gibi kaldım ortada. Lan bi baktım mahşer günü gibi etraf. Zaten herkes birbirine benzio. Uzun saçlar, sakallar..Kıyafetler aynı. Onca insanın arasında yapayalnızım...Neyse dedik bişekilde su yolunu bulur. O yaşta öle bi laf nası ettim ben de anlamadım.

Gel zaman git zaman elimde çiğdem ben sıraya geçtim insanları izliom. "Vay be, İstanbul'a geldim,Tek başıma hem de" diom....Bilmiodum ki ben burda bi on sene daha geçircem..Hem de onca insanın arasında yalnız kalacağım bi 10 sene daha...

Dün İstanbul'a gelişimin 10. yılı mıydı yoksa bu kalabalığın içinde yalnız kalışımın 10. yılı mıydı bilmiom...Ama artık yorulduğumu anladım...Yalnızlıktan yoruldum artık...

7 Haziran 2009 Pazar

Veda


Sanırım 2001 yılı mıydı neydi..Öğrenci evine internet bağlatmıştık ev arkadaşıyla. Sonra o "abi bak bi site var" diye göstermişti. 2001 yılından beri düzenli okuru olmuştum ekşi sözlüğün. İnternete girersem ilk yaptığım şey ekşi sözlüğü açmak olmuştu artık. Bitmek bilmeyen staj günlerinde günde sekiz saat aralıksız sözlük okumak gibi rekor denemelerim de oldu. Hiç bir zaman yazar olmadım. Olmak için de kasmadım. Aslında çok şey de borçluyum. Çünkü popüler kültür hakkında o kadar çok şey öğrendim ki sözlükten. Hatta ekşi sözlükten ders çalıştığımı bile hatırlıyorum.

"Eski havasını kaybetti" klişelerinden nefret ederim. Ama ilk defa ben de kullanıyorum. Ben hard core sözlük fanı olarak (hem de yazar olmama rağmen) sözlüğü sık kullanılanlardan silmek zorunda kaldım.

Benim için her zaman okumuş, etrafında ne olup bittiğini anlayan, birşeyler yapmaya çalışan yeri geldiğinde bunalan yeri geldiğinde küfürü esirgemeyen bir sosyal ortamdı sözlük. Ama son dönemde Muhsin Yazıcıoğlu gibi bi katil için yazılan Güzellemeler, Türkan Saylan için "Cenazesinde Bale yapalım" gibi Orospu Çocukluğunu da aşan laflar edilmesi, artık bayan laik islamcı tartışmaları ve babasının gölgesinden asla kurtulamayacak Reşat Çalışlar'ın önderliğinde gelişen Troll Entry geleneği yüzünden açmak bile istemiyorum Ekşi Sözlüğü. Sanırım yanlız değilim. Bir İnternet Fenomeni olan Ekşi Sözlük maalesef bitti. Ve bir Devir kapandı. Bu da 8 Senelik bir arkadaşıma bir veda mektubu oldu..

6 Haziran 2009 Cumartesi

Cumartesi Akşamı

Değişen pek bişey yok. Cumartesi..Playlist'imi yaptım Winampta...Aynı Şarkılar...4 bira..Ne eksik ne fazla...Kısa Winston Light...Böyle yaşlanmak istemiyorum...Ama gidişat bu yönde..Elimden bişey gelmiyor...